Copyright © 2019

İTÜ İŞLETME FAKÜLTE BİNASI

  • Yer:Türkiye/İstanbul
  • Yıl:2019
  • Proje Durumu:Öneri
  • İnşaat Alanı:24000 m²

Eğitime Bakış

Çağın hızlı değişimiyle birlikte eğitimde artık tek bir doğrunun yerine alternatif birçok modeller ortaya çıktı. Yeni dönemlerde öğrencilerin eğitimcileriyle daha fazla etkileşimlerin sağlanması, eğitimin sadece ders saatlerinde değil gündelik hayata yayılması önemseniyor. Bu nedenle eğitim yapıları bu ihtiyaca karşılık verecek rutin sınıf/amfi modellerinden uzak olup ihtiyaç haline gelen mekansal konforu karşılamalıdır.  Aynı nedenle dolaşım alanları, buluşma mekanları çağdaş eğitim sistemine katkı sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır.

Doğal ışık almayan, rutin kat yükseklikleri, tek tip plan düzeni, öğrencilerin sosyalleşemeyeceği yapılar yeni eğitim modeline cevap verememektedir. Dolayısıyla kaliteli eğitimin en önemli koşulu nitelikli mimarinin ayrılmaz bir parçasıdır. Eğitim yapısı; zengin sosyal donatılarıyla, farklı etkileşim alanlarıyla öğrencilerin ders dışı zamanlarında eğitimin gün boyu bir parçası haline getirmelidir.

Eğitim yapıları; idareci, eğitimci ve öğrenci hiyerarşisini barındırırken mekansal anlamda sınıfsal ayrıştırmaya gittiği gibi, bir düzen içinde ortak buluşturma mekanları da sunmalıdır.  Bu anlamda yapıların sınıflandırılması ve birbirleri arasında ilişkiler basit ve efektif olmalıdır. Farklı kullanıcı tiplerine cevap verebilecek ve bu tiplerin kendi aralarında etkileşimlerini sağlarken konforlu ve işlevsel mekanlar sunmalıdır.

Ana Fikir

Bu bağlamda projenin ana kurgusu tarihi binanın yanında sistematize şekilde çalışan dolu-boş ilişkisi barındıran çağdaş eğitim sistemine cevap verebilecek “eğitim hacmi” kurmaktır.  Dolu-boş ilişkisinin idarecilerin, eğitimcilerin ve öğrencilerin kullanacağı mekansal fonksiyonlara göre düzenlenmesi düşünülmüştür. Doluluk oranının ihtiyaçları karşılaması, boşlukların tarihi mirasa saygı ve kullanıcı etkileşimlerini artıracak buluşma alanları oluşturması hedeflenmiştir. “Eğitim hacminin” dolu-boş ilişkisini, en verimli kullanabileceğimiz gridal sistemle sağlanmıştır. Bu “eğitim hacmi” nin, hem kendi içindeki hem de tarihi bina arasındaki sirkülasyon performansını artırmak düşüncesiyle aynı kotta bağlayan “platform” oluşturuldu. Platform kotu tarihi binanın mevcut tesviye kotu (0.00) referans alınarak kuruldu, bu sayede kullanıcıların binalara hakimiyeti sağlanarak sirkülasyon ilişkisi güçlendirildi. “Eğitim hacmi” içerisinde fonksiyonlara göre yoğunluk oranları değişkenlik gösterdi, ayrıca açık ve kapalı alanlara göre farklılaşmaya gidildi. Farklı yoğunluklar, yine kendi mekansal elemanlarıyla birbirlerine bağlandı. Böylece mekanlar arası dağılım farklı kotlara yayıldı. “Eğitim hacmi” ni oluşturan bu gridal sistemini kurma adına; mekansallaşmanın, esnek plan şemasının ve şeffaflığın göz önünde bulundurulmasıyla çelik konstrüksiyon kafes sistemi oluşturuldu. Bu kafesin aksları binadan taşarak çevre düzenini şekillendirdi. Aksların peyzajdaki izleri tarihi binanın aks izleriyle örtüşerek yapılar arası ilişkiyi kuvvetlendirildi. Dolu-boş ilişkisinin ortaya çıkardığı mekansal farklılaşma üst kotlarda kullanıcılar arası etkileşimi artırma ve etkinlikler oluşturmak adına yer yer küçük buluşma alanları ortaya çıkardı. Bu ilişki “Eğitim hacmi” içerisinde açık etkinlik alanları olduğu gibi kapalı etkinlik alanları ihtiyacına cevap verdi. Böylece kullanıcıların birbirleriyle etkileşimleri desteklendi ve farklı mekan alternatifleri üretildi. Yoğun olan öğretim görevlilerinin bulunduğu bina ile az yoğun olan amfi binasının arasında sosyal boşluk oluşturuldu, bu iki bina iki köprü ile birbirlerine bağlanarak mekansal ilişki kuruldu. Bu iki köprünün iç hacimleri kapalı amfi, dış hacimleri sirkülasyon ve açık amfi olarak tasarlandı.  “Eğitim hacmi” cepheleri tarihi mirasın dokusu dikkate alınarak sadeleştirme amacıyla “şeffaflaştırıldı”. Bu sayede şeffaflık hem içerdeki dinamizmi yansıtmaktadır hem de tarihi bina ve ofis binasının görüş açısını kısıtlamamaktadır, camın yansıyan kısımları tarihi binayı ve İstanbul un izlerini  göstermektedir.

Amfilerin yoğun olduğu hacim kendi içerisinde özelleşerek cam sayesinde kübik formunda tanımlanmıştır. Saydamlaşma sayesinde doğal aydınlanmayla birlikte içerdeki kütle organizasyonun okunması, iç ve dış ilişkinin kesilmemesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte gerek dışarıya ait farklı perspektiflere imkan tanınmış, gerek dış etkenlerden (gürültü, iklimsel etkenler v.b.) korunması hedeflenmiştir.  Amfi kütlelerin formundan gelen eğimli döşemeleri sirkülasyon olarak kullanılması sayesinde yapısal elamanların fayda oranı artırıldı. Kütlelerin sistematik şekilde bir araya gelmesiyle öğrencilerin enerjileriyle örtüşen hareketli ve kesintisiz bir sirkülasyon akışı sağlanmıştır. Dinamik kütle organizasyonu sayesinde sürpriz etkileşim alanları oluşturarak farklı perspektifler elde edilmesi desteklenmiştir. Gerek iç mekanın hareketliliği gerek farklı açılarda etkileşim alanlarının oluşturulmasında öğrencilerin birbirleriyle etkileşimine maksimum düzeyde fayda sağlanması hedeflenmiştir. Kübik formun farklı katlarında ve çatısında bulunan kontrolü hava akımı geçirgenliği  sayesinde iç atmosfer dengesine katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Öğretim görevlilerin  mekansal kurgusu, ihtiyacı ve fonksiyonu gereği daha rijit ve doluluk oranı fazla şekilde “eğitim hacmi” nin içerisine konumlandırıldı. Bu kütleye platform, amfi kütlesi ve bazayla sirkülasyon bağlantısı sağlandı.

Proje alanının eğimli arazide olması nedeniyle platformun yan yol tarafında açık cephesi olan iki katlı baza ortaya çıkmıştır. Bu baza sayesinde -9.00 kotunda giriş sağlanarak platformun üst katlarına ulaşım imkanı sunulmuştur. Bu şekilde projenin çevre ile etkileşimi desteklenmiştir. Bu katlarda aynı taşıyıcı sistemin kullanılarak ortak mekanlar yerleştirildi.

İhtiyaç programında belirtilen özellikle idari birimlerin mekansal ihtiyaçlarını tarihi bina yapısıyla daha uygun olduğu düşünülmüştür. Bu birimler işleyiş açısından tarihi binada çözülmüştür.